3 yaş Ocak 2017 aylık plan

M.E.B ÖZEL NEŞELİ ÇOCUK ANAOKULU                                              

                     2016-2017 OCAK AYI 3 YAŞ AYLIK PROGRAMI

BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR

  • GAZETECİLER GÜNÜ HAFTASI
  • ENERJİ TASARRUFU HAFTASI
  • TOPLUMDA İŞ BÖLÜMÜ
  • MESLEKLER
  • HAYVANLAR (KARADA-HAVADA-SUDA YAŞAYAN HAYVANLAR)
  • DOĞAMIZ (BİTKİLER-SEBZELER-MEYVELER)

Konularla ilgili olarak yapılan SOHBET ve BEYİN FIRTINASI ile çocukların konu hakkındaki düşüncelerini ifade etmeleri, yorum yapmaları sağlanır.

TÜRKÇE DİL ETKİNLİKLİĞİ

Türkçe dil etkinliklerinde hergün hikaye okuyoruz,hikaye bitiminde çocuklarımızla hikayenin konusu,anlatmak istediği,bize verdiği mesajlar hakkında sohbet ediyoruz,çocuklarımızın dikkat ve algısını ölçmek ve geliştirmek adına soru-cevap yöntemiyle karşılıklı fikir alışverişinde bulunuyoruz,böylelikle çocuklarımız kendini ifade etme ve özgüven konusunda artık daha da başarılılar.

                                                                                   PARMAK OYUNU

TIRTIL

küçük tırtıl bir gün gezmeye çıkmış
tıkır da tıkır, tıkır da tıkır...( parmaklarla yürüme taklidi yapılır)
bir ağaç görmüş
başlamış tırmanmaya (tırmanma hareketi)
takır da takır, takır da takır
ağaçtan bir yaprak almış
başlamış yemeğe (yeme hareketi)
çıtır da çıtır, çıtır da çıtır
karnı doymuş mutlu olmuş
başlamış oynamaya (parmaklar şıklatılır oynama hareketi yapılır )
şıkır da şıkır, şıkır da şıkır
çok yorulmuş uykusu gelmiş
başlamış uyumaya (uyuma hareketi)
mışıl da mışıl, mışıl da mışıl....

TEKERLEME

Götür küpü

Dök küpü

Getir küpü

Dök küpü

Gül gibi

Bülbül dili gibi

OYUN ETKİNLİĞİ:                                                              

UYKUCU HOROZ

Tüm çocuklar yumurta olup, yere otururlar. Uyur gibidirler ve gözlerini açmazlar. Öğretmen tek tek başlarına dokunur. Başına dokunulan çocuk, sessizce kalkar ve öğretmenin peşinden gelir. Son çocuk kalana kadar, öğretmen çocukların başlarına dokunarak kaldırır. Sona kalan çocuğun etrafında sessizce halka olunur. Ve birden, “uykucu horoz, uykucu horoz kalk artık!” diye bağırırlar. Uykucu horoz arkadaşlarını yakalamaya çalışır.

MÜZİK ETKİNLİĞİ - KIŞ BABA
a a a bak geldi kış baba
sırtında kalın abası
elinde kalın sopası
a a a bak geldi kış baba
e e e bir karış kar yerde
dağlar kırlar hep bembeyaz
                                                yavru kuşlar yem bulamaz
                                                e e e bir karış kar yerde
                                                i i i kış dondurdu bizi
                                                bu soğuğa dayanılmaz
                                                kış babaya inanılmaz

                                                i i i kış dondurdu bizi
                                                o o o bak sırtımda palto
                                                korkumuz yok kardan kıştan
                                                ne soğuktan ne rüzgardan
                                                o o o bak sırtımda palto

BİLMECELER

Dişi var ağzı yok (TARAK)

En neseli cicek hangisidir? (GÜL)

SPOR ETKİNLİĞİ

*Isınma hareketleri

*Pedal çevirme, yukarı uzanma, takla atma çalışmalarıyla spor etkinliğimizi destekleyeceğiz

                                                                                                    

DRAMA ETKİNLİĞİ

EĞLENCELİ MAKARNALAR
.çocuklar gaire olacak şekilde sırt üstü yatarlar .Onlar makarnadır ve pişmeyi bekliyorlardır.
...Öğretmen şimdi sizi pişiriyorum der ocağı açar çocuklar ayaklarını vurarak kaynamaya başlarlar 
....arasıra karıştırmak için yanlarına gidilip bir sağa sola karıştırılır.(sopa gibi uzun bir oyuncakla)çocuklar bu arada sağa sola sallanırlar..
...birkaçkez daha kaynatılıp çocukların ilgi durumuna göre karıştırma tekrarlanır....
...Daha sonra makarna süzülür...Çocuklar ayaklarını karınlarına çekerler
...Salça,yağ,peynir veya buna benzer soslar hazırlanır.Çocuklara yavaş yavaş dökülür...(çOCUKLAR GERÇEK GİBİ HEM GÜLÜYORLAR HEM EYVAH salçalancam diye birbirlerine sarılıyorlar..
...Sonra en eğlenceli kısmı onları yemek çatal ve kaşık oyuncakları ile güzel pişmiş makarnalar burunlarından kulaklarından yenir gibi yapılır..

BEYİN FIRTINASI SORULARI

  • Kalem ile yazı yazmak dışında ne yapabiliriz?
  • Şeker olmasaydı çaya ne katabilirdik?
  • Gündüzleri uyuyup geceleri okula gitseydik ne olurdu?
  • Evini nasıl uçan bir ev yapabilirsin?
  • İtfaiyeciler olmasaydı yangınları kim söndürürdü?

 

FEN VE DOĞA ETKİNLİĞİ

ELMANIN KARARMASI

 

AMAÇ: Limon suyunun yiyecekleri koruduğunu gösterme.

  • Bir elma bıçakla ikiye bölünür.
  • Bir parçanın üstüne limon suyu sürülür, diğerine hiç bir şey sürülmeden bekletilir.
  • Biraz bekledikten sonra limon suyu sürülmemiş elmanın karardığı görülür.

DENEY SONUCU: Limon suyunun elmanın kararmasını önlediği görülür.

TÜRKÇE DİL ETKİNLİĞİ

  • Öğretmen çocuklara zaman nedir ve neden önemlidir? Zaman ansıl ölçülür, saat nedir ve gün, hafta, ay ve yılıntanımınıın anlayacağışekilde anlatı
  • Bir varmış bir yokmuş. Bir zürafa varmış. Boyu o kadar uzun, o kadar uzunmuş ki, karnı acıktığı zaman ağaçların en yüksek dallarındaki yaprakları rahatlıkla yiyebiliyormuş.

Bir gün yine karnı acıkmış. Önüne ilk çıkan ağacın yapraklarını şapur şupur yemeye başlamış... Ama birden, incecik kızgın bir ses duymuş.

"Heey,dur bakalım canavar! Evimin bahçesini neden yoluyorsun?"

Zürafa bakmış, minicik bir kuş.

"Ben canavar değilim ki!" demiş kuşa."Yavru bir zürafayım. Hem sonra evinin bahçesini yolduğumda yok. Yalnızca karnımı doyuruyorum."

"Ama yediğin bütün yapraklar benim evimin bahçesi... Neredeyse yuvamı da kocaman ağzına alıp yutacaktın," demiş kuş.

Zürafa çok üzülmüş. "Burada yuvan olduğunu bilmiyordum. Öyleyse ben de başka bir ağacın yapraklarını yerim."

Ama ya başka ağaçta da, başka bir kuşun yuvası varsa?..

Kuş ona yardım etmeyi önermiş. "İstersen ben önden uçup bakayım. Eğer yaprakların arasında gizlenmiş bir yuva varsa sana haber veririm.

Böylece kuş ve zürafa arkadaş olmuşlar. Kuş ona dallarında yuva olmayan ağaçların yerini göstermiş zürafa bol bol yaprak yemiş, karnını doyurmuş. Eğer yediği yaprakların üzerinde tırtıl varsa, o zaman zürafa kuşa haber veriyormuş. Kuş da tırtılı yiyormuş. Çünkü kuşlar tırtıla ve solucana bayılırlarmış.

"Dikkat etsene koca ayaklı canavar! Neredeyse üzerime basacaktın!"

Zürafa eğilip sesin geldiği yöne bakmış. Birde ne görsün? Küçücük bir tavşan yavrusu! Zürafanın gözü hep ağaçlarda olduğu için, yerdeki tavşanı görememiş. "Özür dilerim tavşan kardeş" demiş. "Kuş kardeşle ağaçlarda karnımızı doyuruyorduk, önüme bakmamışım.

Tavşan meraklanmış. "Benim boyum çok kısa. Büyüyüp kocaman bir tavşan olduğum zaman bile boyum bir ağacın boyuna ulaşamayacak. Oysa hep merak ederim, acaba dünya ağaçların tepesinden nasıl görünür diye," demiş.

Zürafa, "Bundan kolay ne var? Ben başımı eğeyim, sen tırmanıp boynuma tutun. Böylece ağaçların tepesinden çevreyi seyredebilirsin," demiş.

Tavşan çok sevinmiş ve hemen zürafanın boynuna tutunmuş. Bu işe kuş da çok sevinmiş. İlk defa gökyüzüne tırmanan bir tavşan görüyormuş çünkü.

Böylece zürafa, kuş ve tavşan arkadaş olmuşlar. Akşam olup güneş batana kadar oynamışlar. Güneşin onlara el salladığını önce kuş görmüş.

"Akşam oluyor, artık eve dönmeliyiz," demiş arkadaşlarına.

Zürafa hemen atılmış. "Aman boşverin! Daha gece olama kadar çok zaman var. Ben zaten uyumayı hiç sevmem. Bu gece uyumasak da hep oynasak ne olur sanki?"

Tavşan bu fikirden çok hoşlanmış. "Evet evet, ben de uyumayı hiç sevmem. Bu gece eve çok geç gidelim. Burada kalıp oyun oynayalım."

Yalnız kuş telaşlanıyormuş eve gecikeceği için. Ama sonunda o da razı olmuş. Oyuna dalmışlar.

Oynamışlar, oynamışlar, o kadar çok oynamışlar ki, güneş gökyüzünde çoktan kaybolmuş, hava iyice kararmış.

"Ama benim çok uykum geldi," diye sızlanmış kuş. "Ben artık eve gidiyorum!" Sonra PIRRR! diye kanatlanıp evine uçuvermiş.

"Ben de uyumak istiyorum!" demiş tavşan. "Hoşçakal zürafa kardeş, yarın görüşürüz." Sonra uzun arka bacaklarıyla o kadar hızlı koşmuş ki, bir anda ortadan kaybolmuş.

Zürafa hiç aldırmamış. O uyumak istemiyormuş. Oyun oynamak, uyumaktan daha güzelmiş. Ama sağına bakmış, soluna bakmış, çevrede oyun oynayabileceği kimseyi görememiş. Herkes çoktan uyumuş. Her yer karanlık olmuş. Ağaçlar, çiçekler, taşlar bile görünmüyormuş.

Bir süre sonra zürafanın canı sıkılmış. Uykusu da gelmiş. Ağzını kocaman kocaman açıp esnemeye başlamış. Sıcacık yatağında olmayı istemiş, ama o ne bir kuş gibi uçabilir, ne de tavşan gibi kızlı koşabilirmiş.

Uzun boyu ile karanlıkta ağaçlara çarpmamak için çok yavaş yürümek zorundaymış. Yürümüş... Yürümüş! Gitmiş... Gitmiş! Ama bir türlü evine ulaşamamış...

Zürafanın o kadar uykusu gelmiş ki, hemen oracıkta ıslak otların üzerine uzanıvermiş. Mışıl mışıl uyumuş.

Sabah olunca, güneşin pırıl pırıl ışıklarıyla uyanmış. Uyanmış ama, bir türlü yerinden kıpırdayamamış. Her yanı ağrıyormuş. Bütün gece soğukta uyuduğu için üşütüp hasta olmuş.

O günden sonra zürafa günlerce hasta yatmış. İyileşene kadar oyun oynamaya hiç çıkamamış. Arkadaşları kuş ile tavşan neşe içinde oynarlarken, o, evinde iyileşmeyi bekliyormuş.

Tabii sonunda iyileşmiş ve arkadaşlarına katılmış. Ama artık havanın kararmaya başladığını, güneşin onlara el salladığını önce zürafa görüyor, "Haydi arkadaşlar, artık eve dönme saati geldi," diyormuş.

Hem zürafa artık uyumayı çok seviyormuş. Yumuşacık ve sıcacık yatağını da çok seviyormuş.

Uyumak o kadar güzelmiş ki!

OKUMA YAZMA ÇALIŞMALARI

1 Dönemin tekrarını edeceğiz

PROJE VE BİREYSEL ETKİNLİKLER:

Haftalık konularımız ile ilgili eğlenceli bireysel ve proje çalışmaları yapıp konular hakkında beyin fırtınası yapacağız.