T.C MEB ESA EĞİTİM KURUMLARI ÖZEL NEŞELİ ÇOCUK ANAOKULU
2016-2017 4 YAŞ ARALIK AYI AYLIK PLANI
ÇOCUK RESMİNİN ÖNEMİ
Okul öncesi dönemde resim yapmanın önemi çok büyüktür.Resim yapmak çocuğun yaratıcılığını geliştiren, hayal gücünü geliştiren, çocuğa kendini ifade etme ve çevresini tanıma olanağı veren etkili bir eğitim aracıdır. Çocuk resim yoluyla söyleyemediği duygularını, düşüncelerini aktarır. Bu yüzden resim çocuğun dilini anlamakta önemli bir araç niteliğini taşımaktadır.
Çocuk çevreyle olan bütün yaşantılarını resimlerinde dile getirir. Kendi kendini anlatma içerden dışarıya doğru gelişen, dışardan etki olmadan geliştiğinde ise yaratıcılığın çocuk için en özgün örneğini veren bir olgudur. Çocuk resimleri çocuğun nesnel dünya ile kurduğu ilişkinin ve o çevreyi değiştirme yolundaki yaratıcı eylemin göstergesidir.
Resim, çocukların iç dünyalarına yaşadıkları olumlu ve olumsuz etkenlerin, etkilenmiş olduğu psikolojilerinin, farklı çizgilerle kâğıda yansıma sanatına denilebilir. Resim çoğunlukla bir şeyin temsil edilişi olabilir. Çocukların her bir çizgileri gelişimlerinin ve becerilerinin gelişme yönünden genel bir göstergesi olabilir. Çocuk resminin başlıca önemi çocukların iç dünyaları ve düşünce şekillerini yansıtmalarıdır. Ailelerin yaptıkları en büyük hata çocukların iç dünyalarında yaşadıkları olayları kâğıda yansıtmalarını sadece karalama ya da resim olarak adlandırmalarıdır. Çocuklar gördüklerini değil, düşündüklerini, hayal ettiklerini ve iç dünyalarında yaşadıkları çatışmaları çize bilirler. Bu gerçeği bilmeyen anne babalar çocukların çizdikleri resimleri bir şeye benzetemezler. Bu yüzden okul öncesi dönemde resim yapmanın önemi dikkate alınmalıdır.
GİZEM KOÇAK
4 Yaş grubundaki çocukların çizgisel özellikleri:
Olaylar ve nesneler üzerindeki dikkat süresi kısadır. Yönlendirilmediği takdirde çabalarında ve etkinliklerinde sık sık değişkenlikler görülür. Bağımsızlık duygusu belirginleşir, her şeyi tek başına yapma çabası içindedir. Çevreye olan ilgi ve merakı yoğun bir şekilde sürer. Yaşadığı dünyayı anlamaya çalışırken onunla uyum sağlamayı, bütünleşmeyi öğrenir. Değişik, zengin uyarıcılar ile gerek evde gerekse anaokulunda çocuklara yaptırılacak her türlü çizme ve boyama etkinlikleri görsel kontrolün gelişimine önemli bir katkı olduğu gibi çocuğu yaratıcı düşünceye sevk eden önemli bir unsur olarak da görülür. Resim eğitimi çocuğun yaratıcılığına büyük katkı sağlar.
DRAMATİK ETKİNLİKLER VE DRAMANIN ÇOCUĞUN YERİNDEKİ YERİ
YARATICI DRAMIN AMACI
Yaparak ve yaşayarak öğrenme olarakta tanımlanan yaratıcı dramanın genel amaçları:
YARATICI DRAMANIN ÇOCUKLARIN GELİŞİM ALANLARI İLE İLİŞKİSİ
ÇOCUKTA SOSYAL-DUYGUSAL GELİŞİM VE YARATICI DRAMA
Oyun, çocukların kendilerini ifade etme yöntemidir. Çocuk, gördüklerini,bildiklerini, deneyimlerini ve neşesini oyun aracılığı ile yansıtır. Bu nedenle, oyun oynamayan çocuğu tanımak zordur.
Drama etkinliklerinin amacı, çocuğun her alanda kendisini daha fazla tanımasına olanak yaratmaktır.
ÇOCUKTA ÖZBAKIM VE YARATICI DRAMA
Drama yoluyla eğitim yoluyla kullanılan nitelikli programlar sayesinde çocuklar, özbakım becerilerini direk olarak geliştirebilme şansına sahiptirler. Genel olarak dramanın özbakım gelişim alanına katkılarını şu ölçülerde toplayabiliriz.
ÇOCUKTA MOTOR GELİŞİMİ VE YARATICI DRAMA
Dramatik oyun sırasında çocuğun gözlediği veya yaşadığı olayları aşırı bir hayal güzüyle yeniden canlandırdığı görülür. Çocuk gerçek hayatta yapamadıklarını, oyun içerisinde gerçekleştirebilir.
Kardeşini kıskanan veya annesine kızdığı için bebeğini döven çocuk bu yolla olumsuz duygularını ifade edebilir. Çocuğun değişik rolleri aldığı, çeşitli kimliklere büründüğü dramatik oyun onun sıkıntılarına, tedirginliklerine, korkularını ve özlemlerine yansıttığı bir anlatım biçimidir.
Çocuk bunu çeşitli vücut harekletleriyle anlatabilir. Drama, çocuğa vücudunu koordinali bir şekilde istediği amaca uygun olarak kullanma becerisi kazandırır.
Çocuk oyun sayesinde daha rahat bir şekilde hareket edebilir.
Çocuklar kendilerini hareketlerle de ifade edebilir. Müziğe göre hareket etme, çocuklarda nefes almak kadar doğaldır.
Çocuk konuşmayı ya da şarkı söylemeyi öğrenmeden önce, müziğe bütün vücudu ile tepki gösterir.
Küçük çocukların şarkı ve tekerlemelerin veya çalınan bir müzik parçasının ritmine göre hareket ettiklerini herkes gözlemiştir. Çocukta çok erken yaşta başlayan duyarlılık, etkili bir eğitimde drama programıyla yaratıcı bir biçimde geliştirile bilir.
Müzikli dramatizasyon ve yaratıcı dans gibi etkinlikler çocukların kas gelişim ve kontrollüğünü kazanmalarına yardım ederken, müzik dinleyerek bu yolla kendilerini ifade etmelerine de olanak sağlarlar.
Yaratıcı dans, çocuğun bütün bedeniyle müziği yorumlamasıdır. Bu şekilde çocuk vücut kısımlarından farkı biçimlerde yararlanmayı öğrenir. Yine drama çalışmalarında, çocuk elinden ve parmaklarından en iyi şekilde faydalanır. Bu çalışmalar sayesinde çocuklar hareketlerini daha iyi kontrol edebilirler.
Motor kontrolü iyi gelişen bir çocuk, oyun arkadaşı olmadığı zamanlarda bile kendisine zevk veren etkinlikler ile uğraşma gücünü bulur. Yani, kendi kendini eğlendirir.
Motor yönden iyi gelişen bir çocuk, iğer arkadaşları tarafından daha kolay kabul görür ve bu durum onun toplumsal becerileri öğrenmesine de olanak sağlar.
Ayrıca ileri düzeyde gelişim gösteren çocukta liderlik özellikleri gözlenebilir. Drama öncesinde ki ısınma çalışmaları sayesinde çocuk sırada beklemeyi, iş bölümü yapmayı ve grup içerisinde yapılması gereken davranışları aktif bir şekilde öğrenme fırsatını bulur. Çocuğun hareket gelişimi sayesinde kazandığı fiziksel güven, daha sorna psikoljik güvene dönüşerek diğer alanlarda da avantajlı bölüme geçmesini sağlayacaktır.
ÇOCUKTA DİL GELİŞİMİ VE YARATICI DRAMA
Eğitim amaçlı yaratıcı drama iletişim sanatlarından biridir.
Drama çalışmaları gözlendiğinde, dil becerilerinde oldukça etkili olduğu görülür. Çocuk ve etkiler içerisinde yer alırken düşünme, konuşma, dinleme, anlatma ve biri ile lteşim kurma becerilerini de kazanır.
Bütün bu beceriler plan hazırlama, problem çözme, kendi içinden ve diğerlerinden gelen uyarılara doğal tepkiler verirken elde edilir. Drama etkileri sırasında, sözel iletişimi başlatmasıyla çeşitli durumlarda hayali karakterlerle karşılıklı diyaloglar kurar. Doğal, içinden geldiği gibi ve hayal gücüne dayanarak konuşur. Yine organize edilmiş etkinlikler sayesinde çocuk, sesinin tonunu, yüksekliğini ya da alçaklığını hızını ayarlayabilir. Çocukların kelime hazineleri:
Her etkileşim ortamı onlara yeni deneyimler ve yeni kavramlar kazandırır. Yeni kelimeler öğrendikçe de duygu ve düşüncelerini daha anlamlı ve kapsamlı biçimde ifade etmeleri kolaylaşır. Çocuklar öğrendikleri ve hoşlandıkları kelime ve cümleleri sık sık tekrarlarlar.
Dramatik oyunlar, sıkılgan çocuklar için de elverişli ortamlar yaratır. Oyun oynarken eleştirecek seyirci olmadığından, çocuk kendini baskı altında hissetmez. Sıkılganlık duygusunu yenme, dinlenme oyunu gibi, herkesin yer aldığı ve çok dikkat etmeyi gerektiren oyun oynanır.
Yaratıcı dramanın değişik etkinliklerinide rol alarak, duygular ve hareketler yoluyla kelimeler arasında ilişki kurar, bunları birleştirir. Böylece kelime hazinesinde artma görülür ve kendini çok daha kolay ifade edebilir.
Yaratıcı drama etkinliklerinde çocuk sözel olmayan iletişimi de öğrenir. Örneğin, vücut hareketleri esnasında vücut parçalarını yani gözlerini, başını, yüzünü,ellerini, kollarını vb. kullanarak nasıl iletişim kuracağını keşfeder. Aynı zamanda kelimeler olmadan, müzik, jest, vücut hareketleriyle nasıl konuşacağınıda keşfeder. Çocuk, ifade edici vücut hareketlerini kullanarak kendisini ifade edebileceği zaman, sözel olarak iletişim kurmaya hazır demektir.
Görünüldüğü gibi yaratıcı drama sadece bir öğrenme yolu veya eğitim modeli olmakla kalmamakta, dilin kazanılmasıi geliştirilmesi ve zenginleştirilmesi içinde önemli bir araç görevi görmektedir.
ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE FEN EĞİTİMİ VE YARATICI DRAMA
Okul öncesi çocukların merak ve araştırma duygularını geliştirici, bilişsel yeteneklerini uyarıcı, ileri de okul yaşamında başarılı olmalarını sağlayıcı etkinliklerden biri de fen etkinliğidir.
Fen etkinlikleri, fen ve doğa bilimlerine ilişkin bilgilerin çocuğa aktarımı değil, çocuğun fen ve doğa olaylarını yaparak, yaşayarak öğrenmesidir. Şöyle ki fen bilgisi aktarımı, bilgi ve kavramların oluşumu ve bulunuş sürecine değinmez. Okul öncesi dönemde önemli olan, çocuğun araştırma, inceleme ve gözlem becerilerinin geliştirilmesi ve sağlam bir bilimsel temel oluşturulmasıdır.
Buna göre;
SANAT ETKİNLİĞİ
Haftanın beş günü farklı sanat etkinlikleri ile çocukların kas becerilerini, düşünme becerilerini ve yaratıcılığını geliştirmek amacıyla çocukların kişisel hedef davranışlarına bir adım daha yaklaşıyoruz.
TÜRKÇE DİL ETKİNLİĞİ
Haftanın beş günü faklı konularda farklı gelişim etkilerine sahip çocuklarımızın dil becerilerini, hayal güçlerini gelişimlerini olumlu yönde etkileyecek hikayeleri, pandomim çalışmalarını, parmak oyunlarını ve şiirleri konu başlığı olarak alıyoruz.
FEN VE DOĞA ETKİNLİKLERİNİN ÖNEMİ
Fen çalışmaları, küçük yaşlardan itibaren çocukların çok yünlü düşünebilmelerine, problem çözm becerileri kazanmalarına, merak duygularını ve yaratıcılıklarını geliştirmelerine, yaparak ve yaşayarak tüm duyguları ile öğrenerek dünyayı keşfetmelerine olanak sağlar.
Okul öncesi dönemde fen çalışmalarını verirken önemli olan; bu çalışmaları gün içerisinde belli bir saatler arasına sıkıştırmak değil, günlük planda yer alan tüm etkinliklerin içine yayarak çocukların öğrenmeleri arasında bir bütün oluşturacak şekilde tüm güne dağıtmaktır.Proğramların konu merkezli olmaktan çıkması ile fen ve doğa çalışmaları daha büyük bir önem kazanmıştır. Proğramda yer alan hedef ve davranışların kazandırılmasında çocukların ilğisini çekebilecek her şeyin konu olarak kullanılabilmesi, çocukların merak ve keşfetme yeteneklerini kullanmalarına ve çevrelerini daha iyi tanımalarına katkı sağlıyoruz.
Bu noktadan hareketle, çocukların en çok ilğisini çekebilecek konular aarsında yer alan ve onların bizzat uygulayabileceği Vücudum, Hayvanlar, Bitkiler,Hava ve Su, Ses ve Işık, Isı ve Sıcaklık konularını alarak ön plana çıkartıyoruz.
FEN VE DOĞA ÇALIŞMALARININ AMAÇLARI
Çocukların,
OYUNUN ÖNEMİ
Oyun gerçek hayatın bir provasıdır. Oyun oynamak, dünyanın her yerindeki çocuklar için vazgeçilmez bir uğraştır. Çocuklar birbirleri ile oyun oynayarak anlaşırlar. Kendilerini ve dünyayı keşfetmelrinin en doğal ve etkili yolu oynadıkları oyunlardır.
Oyun;
NEŞELİ ÇOCUK KÖŞESİ
Görgü kuralları çizelgesi
Günlük hayatta kullanılan, yapılan, yapılması gereken nezaket sözcükleri ve davranışları ödüllendirerek görgü kuralları çizelgesi gülen yüz veya yıldız kazanacaklarını dile getirerek görgü kurallarını kazandıracağız. Heveslendirme ve motive amaçlı haftanın birincisi alınan yıldız veya gülen yüzlerin oranına göre seçilip haftanın birincisine süprüz hediye verilecek.
Aile katılımı da çocukta davranışın olumlu yönlenmesinde ve heveslenmesinde önemli bir etkene sahiptir. Verilen hediyeler aileler tarafından yapılarak çocukların kendisini önemsendiğini ve yaptığı şeyin doğru olduğunu anlamaları ve o duyguyu hissetmeleri için el emeği yapılan manevi anlamdaki hediyeler daha etkili olacaktır. Maddi anlamda alınacak hediyeler ile de eğerlendirilebilinir.
Kazandırılması beklenen davranışlar çocukların toplu isimlerinin olduğu çizelge sınıfta olacak ve okulda değerlendirilecektir.
Diş fırçalama çizelgesi
Eşofman günümüzzz
Oyncak günümüz
Haftanın bir günü, cuma günleri çocuklarımıza paylaşma dugusunu, arkadaş ilişkilerini güçlendirmek ve sorumluluk duygusunu kazandırmak adına evden istedikleri oyuncağı getirmelerine fırsat veriyoruz.
Bilim Çocuk
Çocuklara bilimi sevdirmek, bilime katkı yapabileceklerini göstermek, soru sorma, araştırma yapma duygularını geliştirme, bilmedikleri konularda çocukların merak uyandıran konuları ele alma amaçlarını taşır. Her ay farklı konular ele alınarak çocuklara yaşamda merak edilen yeni bilgiler aktarıyoruz.
GİZEM KOÇAK
AKIL OYUNLARI
EQUİLİBRİO
HEDEF BECERİLER
GÖRSEL ALGI
DİKKAT-MOTİVASYON
ÜRETKENLİK
PLANLAMA
ZAMANI ETKİLİ KULLANMA
TERİMLER
SİLİNDİR : Daire şeklindeki taşlarımıza (yuvarlak) terimi kullanmıyoruz. Silindir yada daire adı verilir. KÜP : Kare şeklindeki taşlarımıza mavi kare yada kare prizma terimi kullanılır.
KÖŞE : Parçalar anlatılırken prizmaların köşeleri gösterilerek anlatılır.
KARE PRİZMA : Prizmaları taban şekillerine göre adlandırdığımızı dik tuttuğumuz zaman tabanı kare olduğu için kare prizma diyoruz. DİKDÖRTGEN PRİZMA: Kare prizma dediğimiz şekil yatay konumda iken tabanı dikdörtgen olduğu için bu adı veriyoruz.
DİK YAMUK PRİZMA : Parçanın geometrik şekil olarak karşılığı dik yamuk prizma olduğu için dik yamuk denir.
YARIM SİLİNDİR : Şeklin yapısından dolayı bu ad verilir.
KÖPRÜ : Herhangi bir geometrik şekil adı olma
YATAY-DİKEY : Parçaların farklı konumları anlatılırken kullanılan terim.
HEDEF KURALLAR
ETKİLİ DİNLEME
PLANLAMA
GRUPLA BİRLİKTE HAREKET ETME
PARÇA VE KUTU TOPLAMA
LAGOONA
HEDEF BECERİLER
EL-GÖZ KOORDİNASYONU
ODAKLANMA
ZAMANI ETKİLİ KULLANMA
GRUPLA BİRLİKTE HAREKET EDEBİLME
KULLANILAN TERİMLER
ÇEKİÇ: Ustaların çivi takmakta kullandığı,oyun midyeleri çevirmeye yarayan alet.
KAYIK: Suda ilerlememize yardımcı olan yakaladığımız midyeleri taşıdığımız araç.
MİDYE: Denizde bulunan kabuklu canlı.
BALİNA: Denizde yaşayan en büyük balık olduğu belirtilir.
KÖPEK BALIĞI: Denizde yaşayan tehlikeli bir balıktır.Midyenin arkasında köpek balığı çıkarsa yanarız.
MİNDER: Oyunun oynama alanını belirleyen örtü olduğu belirtilir.
HEDEF KURALLAR
1-Grupla hareket edebilme
Santranç köşesi
Diksiyon çalışması
BU AY İŞLEYECEĞİMİZ KONU VE KAVRAMLAR
AİLE KATILIMI
1. HAFTA
TÜRKÇE DİL ETKİNLİĞİ
Çocukların cevapları dinlenir ve konu ile ilgili sohbet edilir.
HİKAYE ANLATIMI
Bu hafta okuyacağımız hikayeler;
Haftanın hikayesi "On iki ay" adlı hikayedir.
PANDOMİM ÇALIŞMASI
PARMAK OYUNU
KIŞ
Anne, ne soğuk (Üşüme hareketi yapılır.)
Ninem atkımı, çorabu-ımı, şapkamı örecek. ( Atkı,çorap,şapka gösterilir. )
Ninem atkımı şişle örmeye başlamış bile. ( Örme hareketii yapılır. )
Oooo, ne kadar uzun örmüş. ( Eller gösterilir ve boyuna sarma hareketi yapılır. )
Dur nine bu yünü ben sarayım. ( Yünü sarma hareketi yapılır. )
BİLMECELER
Gökte uçar kanadı yok. ( KAR )
Soğuk dondurur, sıcak öldürür. ( KARDAN ADAM )
OYUN- DRAMA
MISIR PATLATMA
FEN VE DOĞA
DENEY ADI: Hava soğuduğunda ne olduğunu görmek.
Önce bir naylon torbanın içine biraz buz konur ve bunları oklavayla ezerek kırılır. Sonra bu kırılmış buz parçaları plastik bir şişeye konur. Şişenin kapağı kapatılır. Şişeyi saklayıp bir yere konarak beklenir. Buz parçaları içerideki parçaları soğuttukça ne olacağı izlenir.
DENEY SONUCU:Soğuk hava büzülür. Bu yüzden şişe büzülür.
BEYİN FIRTINASI
2. HAFTA
SANAT ETKİNLİĞİ
TÜRKÇE DİL ETKİNLİĞİ
HİKAYE
Bu hafta okuyacağımız hikayeler;
Haftanın hikayesi "Hepsini biz hazırladık" adlı hikayedir.
BİLMECELER
TEKERLEME
FINDIK-FISTIK
Fındık- fıstık
Kadifesi yastık
Al çık bal çık
Saydım sen çık.
OYUN
KUMBARA:
Çocuklar iki eş gruba ayrılır. Sınıfın bir köşesinde beklerler. Diğer köşeye iki sandalye konur, sandalyelerin üstüne birer sepet yerleştirilir. Para olarak sınıftki oyuncaklardan biri seçilir. Bu lego olabilir. Gruplar tren olurlar. Birinci sıradaki çocukların gözleri bağlanır, paralar ellerine verilir ve gözü kapalı halde çocuklar parayı kumbarya atmaya çalışırlar. Çocuklar kendi grupları için seçilmiş sepete para atmaya çalışır. Ancak, diğer sepete atar ise diğer grup puan alır. En çok parası olan grup tutumlu grup olarak seçilir ve alkışlanır.
MÜZİK
PAZARA GİDELİM
Pazara gidelim bir kumbara alalım.
Pazara gidip bir kumbara alıp ne yapalım
Happuru huppuru yemeyelim
Pazara gidelim bir ceviz alalım
Pazara gidip bir ceviz alıp ne yapalım.
Happuru huppuru yiyelim.
Pazara gidelim bir elma alalım
Pazara gidip bir elma laıp ne yapalım
Happuru huppuru yiyelim
3. HAFTA
TÜRKÇE DİL ETKİNLİĞİ
SOHBET
HİKAYE
Bu hafta okuyacağımız hikayeler;
Haftanın hikayesi "Uzun boylu zürafa" adlı hikayedir.
UZUN BOYLU ZÜRAFA
Bir gün yine karnı acıkmış. Önüne ilk çıkan ağacın yapraklarını şapur şupur yemeye başlamış... Ama birden, incecik kızgın bir ses duymuş.
"Heey,dur bakalım canavar! Evimin bahçesini neden yoluyorsun?"
Zürafa bakmış, minicik bir kuş.
"Ben canavar değilim ki!" demiş kuşa."Yavru bir zürafayım. Hem sonra evinin bahçesini yolduğumda yok. Yalnızca karnımı doyuruyorum."
"Ama yediğin bütün yapraklar benim evimin bahçesi... Neredeyse yuvamı da kocaman ağzına alıp yutacaktın," demiş kuş.
Zürafa çok üzülmüş. "Burada yuvan olduğunu bilmiyordum. Öyleyse ben de başka bir ağacın yapraklarını yerim."
Ama ya başka ağaçta da, başka bir kuşun yuvası varsa?..
Kuş ona yardım etmeyi önermiş. "İstersen ben önden uçup bakayım. Eğer yaprakların arasında gizlenmiş bir yuva varsa sana haber veririm.
Böylece kuş ve zürafa arkadaş olmuşlar. Kuş ona dallarında yuva olmayan ağaçların yerini göstermiş zürafa bol bol yaprak yemiş, karnını doyurmuş. Eğer yediği yaprakların üzerinde tırtıl varsa, o zaman zürafa kuşa haber veriyormuş. Kuş da tırtılı yiyormuş. Çünkü kuşlar tırtıla ve solucana bayılırlarmış.
"Dikkat etsene koca ayaklı canavar! Neredeyse üzerime basacaktın!"
Zürafa eğilip sesin geldiği yöne bakmış. Birde ne görsün? Küçücük bir tavşan yavrusu! Zürafanın gözü hep ağaçlarda olduğu için, yerdeki tavşanı görememiş. "Özür dilerim tavşan kardeş" demiş. "Kuş kardeşle ağaçlarda karnımızı doyuruyorduk, önüme bakmamışım.
Tavşan meraklanmış. "Benim boyum çok kısa. Büyüyüp kocaman bir tavşan olduğum zaman bile boyum bir ağacın boyuna ulaşamayacak. Oysa hep merak ederim, acaba dünya ağaçların tepesinden nasıl görünür diye," demiş.
Zürafa, "Bundan kolay ne var? Ben başımı eğeyim, sen tırmanıp boynuma tutun. Böylece ağaçların tepesinden çevreyi seyredebilirsin," demiş.
Tavşan çok sevinmiş ve hemen zürafanın boynuna tutunmuş. Bu işe kuş da çok sevinmiş. İlk defa gökyüzüne tırmanan bir tavşan görüyormuş çünkü.
Böylece zürafa, kuş ve tavşan arkadaş olmuşlar. Akşam olup güneş batana kadar oynamışlar. Güneşin onlara el salladığını önce kuş görmüş.
"Akşam oluyor, artık eve dönmeliyiz," demiş arkadaşlarına.
Zürafa hemen atılmış. "Aman boşverin! Daha gece olama kadar çok zaman var. Ben zaten uyumayı hiç sevmem. Bu gece uyumasak da hep oynasak ne olur sanki?"
Tavşan bu fikirden çok hoşlanmış. "Evet evet, ben de uyumayı hiç sevmem. Bu gece eve çok geç gidelim. Burada kalıp oyun oynayalım."
Yalnız kuş telaşlanıyormuş eve gecikeceği için. Ama sonunda o da razı olmuş. Oyuna dalmışlar.
Oynamışlar, oynamışlar, o kadar çok oynamışlar ki, güneş gökyüzünde çoktan kaybolmuş, hava iyice kararmış.
"Ama benim çok uykum geldi," diye sızlanmış kuş. "Ben artık eve gidiyorum!" Sonra PIRRR! diye kanatlanıp evine uçuvermiş.
"Ben de uyumak istiyorum!" demiş tavşan. "Hoşçakal zürafa kardeş, yarın görüşürüz." Sonra uzun arka bacaklarıyla o kadar hızlı koşmuş ki, bir anda ortadan kaybolmuş.
Zürafa hiç aldırmamış. O uyumak istemiyormuş. Oyun oynamak, uyumaktan daha güzelmiş. Ama sağına bakmış, soluna bakmış, çevrede oyun oynayabileceği kimseyi görememiş. Herkes çoktan uyumuş. Her yer karanlık olmuş. Ağaçlar, çiçekler, taşlar bile görünmüyormuş.
Bir süre sonra zürafanın canı sıkılmış. Uykusu da gelmiş. Ağzını kocaman kocaman açıp esnemeye başlamış. Sıcacık yatağında olmayı istemiş, ama o ne bir kuş gibi uçabilir, ne de tavşan gibi kızlı koşabilirmiş.
Uzun boyu ile karanlıkta ağaçlara çarpmamak için çok yavaş yürümek zorundaymış. Yürümüş... Yürümüş! Gitmiş... Gitmiş! Ama bir türlü evine ulaşamamış...
Zürafanın o kadar uykusu gelmiş ki, hemen oracıkta ıslak otların üzerine uzanıvermiş. Mışıl mışıl uyumuş.
Sabah olunca, güneşin pırıl pırıl ışıklarıyla uyanmış. Uyanmış ama, bir türlü yerinden kıpırdayamamış. Her yanı ağrıyormuş. Bütün gece soğukta uyuduğu için üşütüp hasta olmuş.
O günden sonra zürafa günlerce hasta yatmış. İyileşene kadar oyun oynamaya hiç çıkamamış. Arkadaşları kuş ile tavşan neşe içinde oynarlarken, o, evinde iyileşmeyi bekliyormuş.
Tabii sonunda iyileşmiş ve arkadaşlarına katılmış. Ama artık havanın kararmaya başladığını, güneşin onlara el salladığını önce zürafa görüyor, "Haydi arkadaşlar, artık eve dönme saati geldi," diyormuş.
Hem zürafa artık uyumayı çok seviyormuş. Yumuşacık ve sıcacık yatağını da çok seviyormuş.
Uyumak o kadar güzelmiş ki!
"alıntı"
PANDOMİM ÇALIŞMASI
BİLMECELER
BEYİN FIRTINASI SORULARI
4. HAFTA
TÜRKÇE DİL ETKİNLİĞİ
HİKAY
Bu hafta okuyacağımız hikayeler;
Bu haftanın hikayesi "Zeynep'in merakı" adlı hikayedir.
ZEYNEP'İN MERAKI
MÜZİK ETKİNLİĞİ
YENİ YIL
Eski yıl ne çabuk geçti,
İşte yeni yıl geldi bizlere ümit verdi,
Herkese neşe geldi.
Yeni yıl kutlu oslun.
Mutluluklar bol olsun.
SANAT ETKİNLİĞİ
OYUN
HAFIZA OYUNU