Neden Anaokulu ?

Okul öncesi dönem:

İnsan yaşamının temelini oluşturur. Bu dönemde çocuğun sağlığı ve beslenmesi kadar, aile ortamının ona sağladığı sevgi ve şefkat de son derece önemlidir.

Ancak en az bunlar kadar önemli olan bir başka nokta da, insanın gelişiminin tüm yönlerini destekleyebilecek bir sosyal ve fiziksel ortamdır.

Bu dönemdeki yaşantılar onun gelecekte hayata bakış açısını da önemli ölçüde etkiler.

nedenanaokulu2

0-8 yaş, çocuğun gelişiminin en hızlı ve en kritik yıllarıdır. Zeka gelişiminin % 60'ı 0-6 yaş arasında tamamlanır. 17 yaşına kadar olan zihinsel gelişimin % 50 si 4 yaşına kadar, % 30 u 4 yaşından 8 yaşına kadar, % 20 si ise 8-17 yaşlarında elde ettiğini düşünürsek 0-6 yaşları için çocuğun gelişiminin hızla yönlendiği yaşlar diyebiliriz.

Okul öncesi yıllarda verilen eğitim, tüm eğitim kademelerini, hatta tüm yaşamı etkiler. Uzun yıllara dayalı araştırmalarda, çocukluk yıllarında kazanılan davranışların büyük bir kısmının yetişkinlikte, bireyin kişilik yapısını, tavır, alışkanlık, inanç ve değer yargılarını biçimlendirdiği gözlenmiştir. Bu yıllarda temeli atılan beden sağlığının ve kişilik y

apısının ileri yaşlarda aynı yönde gelişme şansı yüksektir.

İlköğretim

1. sınıfına, okul öncesi eğitiminden yararlanmış olarak gelen çocuğun, bu eğitimi almadan gelen çocuktan çok daha başarılı olduğu, okuma yazmaya diğer çocuklardan erken başladığı ve dil gelişmelerinin olumlu yönde ilerlediği, problem çözme, iletişim kurma ve grup içinde olma becerilerinin çok daha iyi geliştiği tespit edilmiştir.

Okul öncesi eğitim kurumunda çocuk bir üst öğrenim için gerekli olgunluğa ulaşır.

Okul öncesi eğitim kurumları, Çoklu Zeka Kuramı doğrultusunda, çocuğunuzun hangi zekaya/zekalara sahip olduğunu ortaya çıkarır. Çocuklarınız kendini tanımaya başlar ve yeteneklerinden haberdar olur, var olan yetenekleri gelişir.

Bunun yanında farklı bir birey olduğunu öğrenir. Anne babadan ayrı kalmaya alışır, özgür davranma olanağı bulur, bağımsızlık duygusu, karar verme yeteneği gelişir. Sorumluluk duygusu almaya başlar. Sosyal kuralları öğrenir. İşbirliği yapma alışkanlığı kazanır.

Tüm bunların doğrultusunda, globalleşen ve sürekli değişen bir dünyada;

Çocuğun erken çocukluk dönemindeki çeşitli gereksinimlerini karşılayabilmek, bugünkü bilimsel ve teknolojik gelişmelerin sağladığı olanaklarla artık ailenin yalnız başına başarabileceği bir konu olmaktan çıkmış durumdadır. Bu açıdan okul öncesi eğitim kurumları, çok önemli bir görev üstlenmektedirler.

Bu kurumlar, çağdaş toplumun gereksinimi olan duygu ve düşüncelerini özgürce anlatabilen araştırmacı, meraklı, girişimci, üretici karşılaştığı problemlere çözümler venedenanaokulu1 seçenekler üretebilen, kendi kendine karar verebilen, kendi haklarına ve başkalarını haklarına saygılı, sahip olduğu gücü en üst düzeyde kullanabilen, kendi kendini denetleyebilen bireyler yetiştirebilmek için ailenin en büyük desteği olmak durumundadırlar.

Konuya Türkiye açısından bakıldığında, yüzyılın başında kurumsal okul öncesi eğitimin ortaya çıkış nedenlerinin özellikle kadının çalışması ile ilgili olduğu dikkati çekmektedir.

Günümüzde bu gerekçe devam etmekle birlikte, özellikle büyük şehir yaşamında çocukların daralan oyun mekanları, sınırlanan hareket ve arkadaşlarıyla birlikte olma imkanları, ve çocuğu profesyonellerle geleceğe doğru şekilde hazırlama ve yetiştirme gerekliliği düşüncesi ile ailenin çocuğun erken eğitimi konusunda giderek bilinçlen meleri, annenin çalışmasına bağlı olmaksızın okul öncesi eğitim kurumlarına gereksinimi arttırmıştır.