KASIM 2018 REHBERLİK

                                                                ÇOCUKLARDA ÖFKE KONTROLÜ

   Üzüntü, korku, şaşırma, sevinme gibi duygular temel ve ilkel duygularımızdır. Çocuklar öfkelerini kontrol etme konusunda genel itibari ile zayıftırlar . Fakat bir çok şey gibi öfkenin kontrolü de ailede öğrenilen davranış örüntülerinden bir tanesidir..

   Bu temel duygu bebeklikte ağlama ile kendini gösterir. Bebek ihtiyaçlarının ağlama ile giderildiğini ve çevreyi hareket ettiğini yavaş yavaş öğrenir. Bir yaşından itibaren büyüdükçe yapmak istediğini yapamama durumunda, istemediği bir şey yapma, çok yorulma, acıkma, kendini ifade edememe ve ebeveynlerin dikkatini çekme amacıyla öfkelenme davranışlarıda artar. Çocukların benmerkezci olduğu dönemde öfke krizleri başlayabilir. . Bu noktada çocuk bağırabilir, ısırabilir, vurabilir ve kendini yere atabilmektedir. İki yaş dönemi çoğunlukla "korkunç iki yaş (terrible two ya da ilk ergenlik)" olarak adlandırılmaktadır. Çocuk bu yaşta yürümeye ve konuşmaya başlar,

çevre üzerinde hâkimiyeti artar. Kendini dünyanın merkezindeymiş gibi hisseden  
çocuk, yapmak istediğinin engellenmesinden hoşlanmaz ve 'hayır'lar başlamaktadır.

Karşılıklı gerginlik arttıkça çocukta tutturmalar, negatif tavırlar öfke krizlerine dönüşebilmektedir. Çocuğun öfkeli tutumlarına karşılıklı tepki vermek onun gerginliğini daha da artırmaktadır. Sakin kalmalı ve kriz anı geçince çocukla konuşarak durumu değerlendirerek duyguların dışa vurulmasını sağlamak her iki tarafı da rahatlatacaktır. Herhangi bir vurma davranışında çocuğu sadece tutmak ve onunla göz kontağı kurarak bunu bir daha yapmaması gerektiğini söylemek doğru olacaktır. Çocuğa vurmanın bir sınırsızlık göstergesi olduğu düşünüldüğünde anne-baba-çocuk çerçevesinde ebeveynin konumu vurgulanarak sınırların çizilmesi gerekmektedir. Çocuğu odaya kapatarak cezalandırmak gibi öfkeyi artırıcı ve anlamsız davranışlardan uzak durmak gerekir. Çünkü çocuğa öfkeli şekilde davranmak onun da aynı şekilde davranmasına model oluşturmaktadır. İstediğini yaptırmak için öfkelenen çocuğun bu davranışlarına son vermek isteyen ebeveynler çocukların isteğini anında yerine getirme davranışını seçebiliyorlar. Hızlı bir çözümmüş gibi görünse de aslında bu durum çocuğun öfkelenmek ve istediğinin olması arasında ilişki kurmasını ve bu davranışını pekiştirmesini sağlamaktadır. Yapılması gereken davranışlarda net olmaktır. Örneğin yatma saati gelmiş ise 'Yatağa gitmek ister misin?' gibi açık uçlu bir soru yerine "Yatağa gitme saati' demek ve krizleri önlemekte daha faydalı olacaktır.

Enerjisini boşaltamayan çocuklarda da öfke kontrolsüzlüğü görebiliyoruz. Çocuğun enerjisini boşaltabileceği alan yaratmak, spora. dansa yönlendirmek bu noktada işe yarayabilir.

   Sorun çözülmez ise ilerleyen yaşlarda dikkat eksikliği, hiperaktivite, kaygı, depresyon gibi psikiyatrik tabloların da eşlik ettiği öfke kontrol sorunları yaşanabilmektedir. Bu tür durumlarda ailelerin danışmanlık hizmeti alması yararı olacaktır. Oyun terapisi teknikleri ile uygulanan psikoterapi süreci bu konuda faydalı yöntemler arasında yer almaktadır.